Her kesin malumudur ki, son iki yıldır yüksek seyreden enflasyon ile mücadele etmek, yeni kurulan kabinenin ve Mehmet Şimşek yönetimindeki mali idarenin temel hedefi olarak belirlenmiştir.
Mali idare, enflasyonun başlıca müsebbibi olarak talep artışını görmektedir. Aslında mal ve hizmet üretiminin bünyesine giren asgari ücretteki artışlar, elektrik ve doğal gaz fiyatlarındaki yükselişler , akaryakıt zamlarından dolayı nakliye giderlerinin artması, mal ve hizmetin maliyetini yükseltmekte, talep fazlalığından daha çok enflasyonu tetiklemektedir. Ama artan enflasyonun sebebi ister talep enflasyonu, isterse maliyet enflasyonu olsun, fiyat istikrarını sağlamak amacıyla talepteki artışı baskılamak için öncelikle piyasadaki para arzını azaltarak talebi kısmak ve vergi oranlarını yükselterek ve vergi kanunlarındaki istisnaları bir bir kaldırarak daraltıcı maliye politikalarını uygulamak, izlenen yol hartasının önemli kilometre taşları haline gelmiştir.
Sıkı para politikalarının yansımalarını fazlasıyla piyasada his etmeye başladık bile. Nihai tüketiciler, hane halkları, tüketici ve konut kredilerine ulaşmakta zorlanmakta, kredi kartlarının kullanımına da her gün yeni sınırlamalar getirilmektedir.
Ticaret ve sanayi işletmeleri ise, bir yandan finans kaynaklarına ulaşmakta zorlanmakta, doğrudan işletme kredisini alamamakta, fatura mukabili ve yüksek oranlarda faiz yükü altına girmektedirler. Merkez Bankasının üst üste faiz artış kararları, bankaların da kredi faiz oranlarını artırmalarına neden olmuş, yabancı kaynakla çalışan işletmelerde finansman maliyetleri, çok ciddi boyutlara ulaşmıştır.
Peki, sıkı para politikalarının yanında, izlenen daraltıcı maliye politikalarının ne biçim yansımaları olmuştur?
Öncelikle Kurumlar Vergisi oranları artırıldı. Şöyle ki; 2022 yılında %23 olarak uygulanan kurumlar vergisi oranı 2023 yılında yapılan son değişiklik ile %25'e yükseltilmiştir. Aslında 2023 yılında uygulanması gereken Kurumlar Vergisi oranı %20’idi.Yapılan yasal düzenleme ile yıl içerisinde 2023 yılı Kurumlar Vergisi oranı tam olarak %25 artırılarak, %20’den %25’e çıkartılmıştır. Demem o ki, 5 puanlık Kurumlar Vergisi artışı; %20 olan oranın içinde %25’ lik bir artışa tekabül etmektedir.
Bu değişiklik, 01.10.2023 tarihinden itibaren verilmesi gereken beyannamelere de uygulanacağından dolayı 2023 yılı 3. Geçici Vergi Döneminde %25 oranında geçici vergi alınacaktır.
Bu hususta işletmelerin cebinden tuhaf bir şekilde geriye dönük %25 daha fazla para çıkacaktır. Şöyle ki; Ülkemizde Geçici vergiler kümülatif olarak hesaplanmaktadır. Yani, siz 1. Geçici Vergi Döneminde 10.000 TL, 2. Geçici Vergi Döneminde de 15.000 TL net kazanç elde etmişseniz; 1. Dönemde 10.000 TL net kar üzerinden geçici vergi hesaplanırken, 2. Geçici Vergi Döneminde 15.000 TL net kazanç üzerinden değil , kümülatif toplam olan 25.000 TL üzerinden vergi hesaplanmakta, mükerrer vergileme olmasın diye de bir önceki dönem hesaplanan vergi sonraki dönem hesaplanan vergiden mahsup edilmektedir.
Bu açıklamalardan da anlaşılacağı üzere 1. ve 2. Geçici Vergi Döneminde %20 olarak uygulanan vergi, 3. Geçici Vergi Döneninde her üç dönemi kapsayacak şekilde kümülatif olarak %25 oranı üzerinden hesaplanacağından dolayı, geçmiş altı aya yönelik olarak da fazladan geçici vergi ödeyeceğiz demektir.
Aynı zamanda ihracat yapan şirketlerin ihracattan elde ettikleri kazançlarına Kurumlar Vergisi oranı 1 puan indirimli olarak uygulanmakta iken yapılan değişiklikle ihracatçı firmalar 5 puanlık bir vergi oranı avantajı sağlanmıştır. Yani ihracatçı firmalar, ihracat kazançları için %25 değil %20 Kurumlar Vergisi ödeyeceklerdir. İmalatçı firmaların imalat faaliyetlerinden elde ettikleri kazançlarına uygulanan 1 puanlık indirimde ise herhangi bir değişiklik yapılmamıştır. Bu nedenle imalatçı işletmelerin imalat faaliyetlerinden elde edilen kazançlara 1 puan indirim uygulanmaya devam edilecektir. Yani Kurumlar vergisi, imalattan elde edilen kazançlara %25 değil %24 olarak uygulanacaktır.
Keza, mal ve hizmet satışlarına %8 olarak uygulanan KDV oranı %10’a, %18 olarak uygulanan KDV oranı da %20’ yükseltilmiştir.
İnşaat sektöründe 150 metre karenin altındaki konutlara %1 olarak uygulanan KDV oranı %10’a yükseltilmiştir. Ancak inşaat sektöründeki bu KDV artışı değişiklikten sonra alınan inşaat ruhsatları için geçerli olup, eski ruhsatlar için herhangi bir değişiklik söz konusu değildir.
Öte yandan Şirketlerin en az iki yıl boyunca aktiflerinde duran taşınmazların satışı suretiyle gerçekleşen devir ve teslimlerde KDV istisnası da kaldırılmıştır. Oysa ki, bu değişiklikten önce şirkette 2 yılda fazla duran bir gayrimenkulün satışı, KDV’siz olarak yapılabilmekteydi.
Ancak, değişikliğin yürürlüğe girdiği tarihten önce kurumların aktifinde yer alan ve en az iki tam yıl süreyle elde bulundurulan taşınmazların satışı suretiyle gerçekleşen devir ve teslimlerde KDV istisnası uygulanmaya devam edecektir.
Kurumlar Vergisi açısından da 2 yıl boyunca işletmenin aktifinde bulunan gayrimenkullerin satışından doğan kazançlara uygulanan istisna da yürürlükten kaldırılmıştır. Düzenlemenin yürürlüğe girdiği 15 Temmuz 2023’ten sonra satın alınan gayrimenkuller için istisna tam olarak kaldırılmış iken , değişikliğin yürürlüğe girdiği15 Temmuz 2023’ten önce satın alınan gayrimenkuller için ise istisna oranı %50’den %25’e düşürülmüştür.
Ülkemizde meydana gelen deprem felaketinin finansmanı ve daraltıcı maliye politikaları kapsamında kayıtlı taşıtlardan, bir defaya mahsus olmak üzere, 2023 yılında tahakkuk ettirilen motorlu taşıtlar vergisi tutarı kadar ek motorlu taşıtlar vergisi tahsil edildi. Tabi ki deprem bölgesinde tescilli bulunan araçlar bu ek verginin dışında tutuldu.
Hülasa, yukarıda yaptığımız açıklamalardan da anlaşılacağı üzere, enflasyon ile mücadele ve fiyat istikrarını sağlamak amacıyla sıkı para politikalarının günlük yaşantımız üzerinde hissettiğimiz etkilerini, artan oran ve ek vergiler ile daraltıcı maliye politikalarını da pek yakında iliklerimize kadar hissedeceğiz.
Faydalı olması dileğiyle…