GAGİAD’ın (Gaziantep Genç İş İnsanları Derneği) Kurucu Başkanı Adil Sani Konukoğlu ve halihazırdaki başkanı olan oğlu Yiğitcan Konukoğlu ile gerçekleştirdiğimiz özel röportajımız sizlerle...

Geçmişten geleceğe bir başarı öyküsü 

1993 yılında Gaziantep’te genç sanayicileri bir araya getirmek, dayanışma ve ortak vizyon oluşturmak amacıyla kurulan GAGİAD’ın (Gaziantep Genç İş İnsanları Derneği) Kurucu Başkanı Adil Sani Konukoğlu ve halihazırdaki başkanı olan oğlu Yiğitcan Konukoğlu ile gerçekleştirdiğimiz bu özel röportajda; geçmişin tecrübesiyle geleceğin enerjisini nasıl harmanladıklarını, nesiller arası geçişte aidiyet duygusunun ne kadar kıymetli olduğunu ve GAGİAD’ın sürdürülebilirliğini sağlayan ilkeleri konuştuk.

Adil Sani Konukoğlu: 

GAGİAD’ı kurarken nasıl bir boşluğu doldurmak istediniz? 

1993 yılında GAGİAD’ı kurma arzumuzun en büyük nedeni; o dönemde ve bugün de geçerli olmak üzere genç sanayicilerimizin birbirlerini tanıması, birlikte hareket edebilmesi ve birlikte nasıl bir sinerji yaratabileceklerini görmelerini sağlamaktı. GAGİAD’ı kurarken bu anlayışla yola çıktık. 

GAGİAD bugün sizin gözünüzde ne ifade ediyor? 

GAGİAD, bugün geldiğimiz noktada ne kadar doğru bir adım attığımızın en somut göstergesidir. Gençlerimizin şehrimizin sanayileşmesine ve kültür-sanat hayatına nasıl katkılar sunduğunu ortaya koymaktadır. Gençlerimizi ne kadar iyi yetiştirebilirsek, şehrimizi ve ülkemizi her alanda o kadar ileriye taşıyabiliriz.

Eğer GAGİAD’ı sadece 3 kelimeyle tarif etmeniz gerekseydi, bu kelimeler ne olurdu? 

GAGİAD’ı üç kelimeyle tarif edecek olursam; geçmiş, gelecek ve şimdiki zamandır. 

GAGİAD’ın 30 yılı aşkın yolculuğunda sizi en gururlandıran an neydi? 

GAGİAD’ı ilk kurduktan sonra, o dönem Gaziantep’te bu kadar yaygın bir iletişim ağı yoktu. İnsanlar toplantılar yapardı, konuşmacılar çağrılırdı. Biz ilk toplantıyı eşli yaptık. O dönemde, Allah rahmet eylesin, Kâmil Şerbetçi başkanımız, Sanayi Odası Başkanımızdı. 

Mehmet Aslan da Ticaret Odası Başkanıydı. Bana geldiler, dediler ki: “Toplantı başlamadan önce bir kokteyl vermişsiniz. Eski köye yeni adet getirme.” Ben de dedim ki: “Biz gençlerin eşleri ekonomiden haberdar olmazlarsa, ileride bize bir şey olduğunda bu insanlar bu işleri nasıl yönetecekler? Mutlaka bu konulara da dahil olmalılar. Evde tartışacak başka bir şey olmamalı. Ekonomi konuşulduğunda, haberler izlendiğinde birlikte tartışabilmeliyiz.” O zamanlar eleştirildik ama iyi ki yapmışız. Bugün gururla görüyorum ki birçok arkadaşımız eşleriyle birlikte çalışıyor. Ya da eşleri farklı alanlarda faaliyet gösteriyor. Bu da Gaziantep için büyük bir kazanç. 

Yiğitcan Konukoğlu: 

Babanızın kurduğu bir yapının bugün başkanı olmak size nasıl bir sorumluluk yüklüyor? Bu sadece profesyonel değil, aynı zamanda kişisel bir miras. Bunun ağırlığıyla nasıl baş ediyorsunuz? 

Derneğimiz, büyük bir vizyon ve emekle kurulmuş, kurulduğu günden bu yana her başkanın özenle sahip çıktığı kıymetli bir yapı. Böyle güçlü bir mirası devralmak, karar alma süreçlerimde beni her zaman daha fazla düşünmeye, daha dikkatli hareket etmeye yönlendiriyor. Çünkü elimizde sadece bir kurum değil, aynı zamanda nadide bir değer var. Bunu, farklı şehirlerdeki benzer kurumlarla temas ettiğimizde daha da net hissediyoruz. 

Babamın bu derneğin kurucu başkanı olması, bu yolculuğun benim için sadece profesyonel değil, aynı zamanda çok derin bir kişisel anlam taşımasına neden oluyor. Bu mirasın bana yüklediği sorumluluk bilinci çok yüksek ama aynı zamanda bana büyük bir güven duygusu da veriyor. Onun desteğini ve inancını her zaman yanımda hissediyorum. Bu motivasyonla, elimden gelenin en iyisini yapmak için var gücümle çalışıyorum.,

Sizce GAGİAD'ı kurulduğu günden bugüne taşıyan ama asla değişmeyen ‘ruh’ nedir? 

GAGİAD'ı GAGİAD yapan en temel unsur, vatan ve memleket sevgisidir. Bu derneğin kapısından içeri girdiğinizde, ülkesine yürekten bağlı, üretmeye ve topluma değer katmaya inanan insanlarla karşılaşırsınız. Bu ortak bilinç; birlik, dayanışma ve dostluk ortamını doğal olarak oluşturur. 

Bir diğer değişmeyen özelliğimiz ise ortak akılla hareket etme kültürümüzdür. Her kararın arkasında kolektif bir düşünce süreci, birlikte büyümek arzusu ve içten bir samimiyet vardır. Bana göre GAGİAD'ın değişmeyen ruhu; memleket sevgisi, ortak akıl, dayanışma ve dostluk ekseninde şekillenmiştir.

GAGİAD’ın dünü, bugünü ve yarını arasında bir köprü kuracak olsanız… Bugünkü gençlere bu yapıdan aldığınız en büyük dersi veya tavsiyeyi nasıl aktarırsınız? 

Adil Sani Konukoğlu: 

GAGİAD, kurulduğu günden beri Gaziantep’in gelişiminde büyük katkıları olan dernektir. Bugüne kadar genç sanayicileri bir arada buluşturup yeni nesil sanayiciliğin nasıl yapılması gerektiği konusunda sürekli bilgilendirerek şehrimizin sanayi, kültür ve sanat başta olmak üzere her alanda gelişimine katkı sunmak için çaba sarf eden bir oluşumdur. Organize Sanayide bugün çok sayıda GAGİAD’lı işverenimiz var. 

Yiğitcan Konukoğlu: 

Benim açımdan GAGİAD’dan edindiğim en kıymetli derslerden biri istişare kültürü oldu. Farklı bakış açıları ve tecrübelerin bir araya geldiği bu ortamda, ortak bir çözüme ulaşma sürecini defalarca tecrübe ettim. Bu süreçte hem karşılıklı fikir paylaşımının gücünü gördüm hem de kolektif aklın nasıl daha iyi sonuçlar doğurduğunu birebir yaşadım. 

Bu deneyimler bana, iş hayatında da başarının temelinde iletişim, saygı ve birlikte düşünme kültürünün yattığını öğretti. Bir gencin, sivil toplum kuruluşlarında aktif olması; farklı insanlarla tanışması, onlardan öğrenmesi ve kendi fikirlerini paylaşması, kişisel ve profesyonel gelişim açısından çok değerli. GAGİAD gibi bir yapıda yer almak, genç yaşta bu kazanımları edinmek için eşsiz bir fırsattır. 

32 yıl önceki kuruluş ruhunu bugün de aynı kararlılıkla sürdüren GAGİAD, günümüz koşullarına başarıyla uyum sağlıyor. 

Sizce bu ruhun gelecek kuşaklara da aktarılabilmesi için nasıl bir yol izlenmeli? 

Adil Sani Konukoğlu: 

1993’te GAGİAD’ı kurarken vizyonumuz; gençlerin enerjisiyle Gaziantep’e, Türkiye’ye dinamik bir yapı kazandırmaktı. Bu ruhu gelecek nesillere taşımak için kurumsal hafızanın kayıt altına alınması, yazılı toplantı tutanakları, mentor-mentee programları ve kişisel gelişim odaklı projelerin sürekliliğinin sağlanması önemlidir. Böylelikle, değişen dönem koşullarına adapte olurken, özümüzdeki gençlik, yenilikçilik, birlik, beraberlik ve dayanışma ruhu korunur. 

Yiğitcan Konukoğlu: 

Bu ruhun yeni kuşaklara aktarılabilmesi için en etkili yol, büyüklerimizi örnek alarak ilerlemek. GAGİAD’da her zaman bir aile kültürü vardı. Etkinliklerde sadece üyeler değil, eşlerimiz ve çocuklarımız da bizimle birlikteydi. Benim kendi deneyimim de bu şekilde şekillendi: çocukluğumdan itibaren GAGİAD etkinliklerine katıldım, o ortamın parçası oldum ve bu aidiyet hissi yıllar içinde daha da güçlendi.

Bugün bizler de aynı anlayışla, eşlerimiz ve çocuklarımızla birlikte etkinlikler yapmaya özen gösteriyoruz. Bu sayede, derneğe dair bilinç çocuk yaşta başlıyor ve doğal bir aidiyet duygusu oluşuyor. Böylelikle gelecekte bu yapının bir parçası olacak yeni kuşaklar, GAGİAD ruhunu içselleştirerek büyümüş oluyor. 

İki yıllık başkanlık dönemleri, liderlik değişimlerini sıklaştırıyor. Bu yapının proje sürdürülebilirliği açısından zorluk yaratmaması için GAGİAD’da nasıl bir sistematik oluşturulmuş durumda? 

Adil Sani Konukoğlu: 

Buradaki en önemli konu, bir iş insanının sivil toplum kuruluşlarında (STK) iki dönemden fazla görev almasının, zamanla iş hayatı ile STK sorumlulukları arasında bir tercih yapma zorunluluğunu doğurabilmesidir. GAGİAD’da görev süresi iki yıldır. Hiç kimse, herhangi bir STK’da iki veya üç dönemden fazla görev almamalı ve bu yönde bir talepte bulunmamalıdır. Çünkü üç dönemi aşan görev sürelerinde kişi ya dernek faaliyetlerini bırakıp işine odaklanmak ya da işini geri plana atarak STK görevine devam etmek zorunda kalabilir. Bu da her iki alan için sürdürülebilir bir durum değildir. Bu nedenle biz GAGİAD olarak, görev süresinin ikişer yıldan en fazla iki dönemle sınırlandırılmasının daha sağlıklı olduğunu düşündük. 

Yiğitcan Konukoğlu: 

GAGİAD bu süreci yıllar içinde çok sağlıklı bir gelenek hâline getirmeyi başardı. Başkanlar, yönetim kurulu üyeleri ve komisyon başkanları genellikle dernekte çeşitli kademelerde görev almış, tecrübe edinmiş kişiler arasından seçiliyor. Bu da bilgi birikiminin ve iş yapış kültürünün kuşaktan kuşağa aktarılmasını sağlıyor. 

İki yıllık başkanlık dönemi, GAGİAD’ı bir okul gibi tanımlayan yaklaşımımızın bir parçası. Her birimiz, farklı dönemlerde daha fazla sorumluluk alarak hem kendimizi geliştiriyoruz hem de kuruma katkı sunuyoruz. Bizim anlayışımızda bu dernek hepimizin. Sorumluluk almak isteyen herkes bu yapıda yer bulabilir. Çalışkanlık ve istek olduğu sürece, GAGİAD bu potansiyeli mutlaka değerlendirir. 

Bazı üyelerin gold plaketi aldıktan sonra dernekle olan etkileşimlerini azalttığı yönünde bir algı var. Sizce bu durum, GAGİAD’ın sürdürülebilirliği açısından bir kan kaybı yaratıyor mu? Ayrıca, 45 yaş sonrası gold üyelerin deneyimlerini değerlendirecek, GAGİAD’ın devamı niteliğinde bir üst platform fikri bugüne kadar hiç düşünülmedi mi? 

Adil Sani Konukoğlu: 

GAGİAD’ın üst platformunu şehrimizin Sanayi Odası, Ticaret Odası, Ticaret Borsası, Meslek Odaları ve diğer sivil toplum kuruluşları oluşturmaktadır. GAGİAD’ın bir üst kurulu, aslında bu yapılardır. Gençlerimizin GAGİAD’da kazandıkları deneyimleri bu kurumlara taşıması büyük önem taşımaktadır. 

Yalnızca Meslek Odaları değil, diğer sosyal faaliyet gösteren kurumlarda da görev almaları gerekir. Hep aynı yerde bulunmak doğru bir yaklaşım değil. Aksi takdirde gençlerimizin önü tıkanır. Gençlerimizin önünün tıkanmaması için gold üyelerimizin her zaman için buraya bağlı ama diğer taraftan da diğer sosyal faaliyetlerde kendilerine alan bulmalarında fayda var. 

Yiğitcan Konukoğlu: 

Evet, bu konu zaman zaman değerlendirmeye alınmıştır. Ancak GAGİAD; gençlerin dinamizmiyle büyüyen, ortak akıl kültürüyle şekillenen ve belli bir süre sonra bir üniversite gibi mezun eden bir yapı olarak kurgulanmıştır. Gold üyelik sonrasında üyelerimizi elbette unutmayız, aksine saygı ve vefa kültürümüz gereği onlarla her zaman gönül bağımızı koruruz. 

Ancak yaş grupları arasında doğal olarak oluşabilecek bakış farklarını gözeterek, tüm yapıyı bir üst platforma taşımak yerine başkanlar kurulu gibi daha danışma odaklı mekanizmaları tercih ettik. Başkanlar kurulumuzla, derneği ilgilendiren stratejik konularda her zaman istişare ederiz. Onlarda bize yol gösterirler. Bu sayede, bilgi ve tecrübeyi içerde tutarken, gençliğin enerjisini de korumayı başardığımıza inanıyorum.