SANKO Okulları’nın uzman eğitim kadrosu, oyun temelli ve co-teaching gibi çağdaş yöntem-lerle geleceğe sağlam adımlar atan bireyler yetiştiriyor.
Erken çocukluk dönemi, bireyin geleceğini şekillendiren en kritik evrelerden biri. SANKO Okulları İlkokul Müdürü Fatma Karslı Aşkar ve Yabancı Diller Bölüm Başkanı Esin Uzunaslan, ço-cuklara özgüven, sosyal beceri ve dil gelişimi kazandıran bütüncül eğitim modellerini anlattı.
SANKO Okulları İlkokul Müdürü Fatma Karslı Aşkar ve Yabancı Diller Bölüm Başkanı Esin Uzu-naslan, erken yaşta bütüncül eğitim anlayışının ve yabancı dil ediniminin çocukların özgüve-nini, sosyal becerilerini ve öğrenme merakını nasıl şekillendirdiğini paylaşıyor.
Erken yaşta eğitim, çocukların gelecekte daha güçlü adımlar atmasını nasıl etkiliyor? (Fatma Karslı Aşkar)
Erken çocukluk dönemi, çocukların bilişsel, sosyal ve duygusal becerilerini inşa ettikleri kritik bir evredir. Okul topluluğu olarak bizler, oyun ve deneyim odaklı yaklaşımlarla öğrencilerimi-zin özgüven, iletişim, sosyal beceri ve problem çözme alanlarında güçlenmelerini hedefliyo-ruz. Bu bütüncül yaklaşım, yalnızca gelecekteki akademik başarıya zemin hazırlamakla kal-maz, aynı zamanda ömür boyu kullanacakları temel becerilerin de gelişimini destekler.
Oyun temelli öğrenme, çocukların merak duygusunu canlı tutarak keşif ve deneme yoluyla kendi potansiyellerini keşfetmelerine olanak tanır. Bu doğrultuda, ilgi alanlarına uygun zengin öğrenme ortamları sunarak öğrencilerimizin keyif alacakları etkinlikler ve projeler tasarlıyo-ruz. Böylece, öğrenme süreci hem eğlenceli hem de anlamlı bir deneyime dönüşüyor.
Aileler ve eğitimciler olarak en önemli sorumluluğumuz, çocukların özgüven ve sorumluluk duygusunu geliştirmektir. Bu sayede, gelecekte karşılaşacakları zorluklarla daha etkili bir şe-kilde başa çıkmalarını amaçlıyoruz. Okul topluluğu olarak, öğrencilerimizi grup çalışmalarına aktif şekilde dâhil ediyor, onları öğrenme sürecinin merkezine yerleştiriyoruz. Böylece her öğrenci, edindiği bilgiyi paylaşma ve yeni deneyimlerle harmanlama imkânı buluyor.
Erken yaşta deneyim odaklı bir eğitim yaklaşımı benimseyen bir kurumda yetişen çocuklar, geleceklerine daha sağlam adımlarla ilerliyor. Bu süreçte, bilişsel, sosyal ve duygusal beceri-leri güçlenen öğrenciler, hayat boyu sürecek öğrenme yolculuğuna donanımlı bir başlangıç yapmış oluyor.
Bu nedenle, SANKO Okullarında çocuklarımızı küçük yaşlardan itibaren destekleyerek onların potansiyellerini keşfetmelerine, merak duygularını geliştirmelerine ve sorumluluk bilinci ka-zanmalarına öncelik veriyoruz. Sağlam temeller üzerine kurulu bir erken yaş eğitimi, gelecek-teki başarıların en önemli habercisidir.
Eğitimde bütüncül bir yaklaşım benimsemek, çocukları geleceğe nasıl daha iyi hazırlayabilir?
SANKO Okulları olarak akademik programımız, öğrencilerimizin bilişsel, sosyal ve duygusal gelişimlerini destekleyen, çağdaş ve disiplinler arası bir öğrenme anlayışıyla şekillendiril-miştir.
Öğretim modelimiz, Millî Eğitim Bakanlığı (MEB) müfredatını, İlk Yıllar Programı’nın (PYP) sorgulama temelli öğrenme anlayışıyla zenginleştirerek öğrencilerimizin hem ulusal hem de uluslararası standartlarda donanımlı bireyler olarak yetişmelerini hedefler. Bu sayede öğ-rencilerimiz, MEB kazanımlarını disiplinler arası sorgulama üniteleri içinde çalışarak bütün-cül bir bakış açısı kazanır.
Öğrenmeye yönelik doğal merakı teşvik eden programımız, öğrencilerin aktif katılımını esas alır.
Disiplinler arası öğrenme modeli, öğrencilerimizin farklı bilgi alanları arasında bağlantılar kurarak konuları daha derinlemesine kavramalarını sağlar.
Matematik eğitimi, Math Their Way yaklaşımıyla bireysel öğrenme hızına uygun şekilde planlanır ve öğrencilerin analitik düşünme becerilerini geliştirmelerine yardımcı olur.
Eğitim anlayışımız, öğrencilerimizin eleştirel düşünme, problem çözme ve etkili iletişim gibi 21. yüzyıl becerilerini kazanmalarını amaçlayarak onları geleceğe güçlü bir şekilde hazırla-maktadır.
Özel SANKO Okullarının yabancı dil felsefesi nedir, biraz bahseder misiniz? (Esin Uzunaslan)
Öncelikle dil öğrenmek ve dil edinmekten bahsetmek isterim. Çocuk doğduğu andan itibaren anadilini doğal ortamında duyarak, yaşayarak edinir. Fakat yabancı dili öğrenir. Biz İngilizceyi edinme seviyesine çıkarmak için okulumuzda küçük yaştan itibaren öğrencilerimizi İngilizceye maruz bırakıyoruz. Bunun için co-teaching modeli uyguluyoruz.
Co-teaching modeli nedir?
Co-teaching, çocukların yabancı dili yaş dönemi ile paralel bilişsel gelişimine uygun olarak belirlenmiş akademik ve sosyal kazanımların hem anadilinde hem de yabancı dilde doğal, interaktif ve iletişimsel öğrenme ortamlarında edinmesini sağlayan bir eğitim modelidir.
Bu yöntemle, öğrenciler gün boyu hem anadillerini hem de İngilizceyi doğal bir şekilde kul-lanma fırsatı bulurlar. Okulumuzda bu yöntemle, öğrencilerimiz okulda geçirdikleri süre bo-yunca sürekli olarak İngilizce ile etkileşim hâlindedir. Co-teaching modeli, bir sınıf öğretmeni ile dil öğretmeninin aynı sınıf ortamında birlikte çalışarak, öğrencilerin belirlenen öğrenme hedeflerine ulaşmalarını sağlayan bir yaklaşımdır. Bu sistem sayesinde, öğrenciler dil beceri-lerini sadece derslerde değil, günlük aktivitelerle de pekiştiriyorlar.
Ayrıca, öğretmenler arasındaki bu iş birliği, ders içeriklerini daha yaratıcı ve etkili hâle getirir. Öğrenciler, dili bir ders olarak değil, hayatlarının parçası olarak öğrenirler. Bu yaklaşım, dil öğreniminde kalıcı başarıyı sağlar.
Küçük yaşta dil öğrenmenin uzun vadede öğrenciler üzerindeki etkileri nedir?
Erken yaşta dil öğrenimi, öğrencilerin dil becerilerini daha hızlı geliştirmelerini sağlıyor. Çift dilli ya da çok dilli bireyler, yeni dillerde daha rahat iletişim kurabiliyor ve bu beceri, diğer derslerdeki başarılarını da artırıyor.
Ayrıca, bu öğrenciler yabancı dile gün boyu maruz kaldıkları için, daha önce bahsettiğim gibi dili öğrenme seviyesinden edinme seviyesine çıkarmış oluyoruz. Doğal ortamda maruz kal-dıkları için de anadilleri ve İngilizce arasındaki geçişi çok rahat sağlıyorlar.