MAYIS AYININ SAĞLIK DEPOSU 6 SÜPER BESİNİ MAYIS AYININ SAĞLIK DEPOSU 6 SÜPER BESİNİ

Ancak, tüketicilerin bu kişisel bakım ürünleriyle ilgili kanser riskleri
konusundaki endişelerini doğru bir şekilde anlamak önemlidir. Türk Kanser Derneği Sağlık ve
Eğitim Direktörü Tuğçe Kuştur, deodorantın doğrudan kansere yol açtığına ilişkin bilimsel
kanıtlar olmadığını ancak ürün seçimlerinde dikkatli olunması gerektiğini belirterek konuyla
ilgili şu bilgileri paylaşıyor:
“Deodorant gibi cildimize doğrudan uyguladığımız bazı ürünler, içerenleri sebebiyle deride
rahatsızlıklar, kaşıntı, kırmızı noktalar vs gibi durumlar oluşturabilir ve traş, kese gibi
geçirgenliği yüksek durumlar yaratttığımızda doğrudan vücudumuza girip kan dolaşımına
katılabilir. Burada deodorant markası, içeriği ve pH dengesi önemini göz ardı etmemek
gerekmekte. Bu durumlar dışında deodorantın doğrudan kansere yol açtığına ilişkin bilimsel
kanıtlar yoktur. Fakat içindeki kimyasallar nedeni ile kanserin hızlanması gibi durumlar
oluşturabilir. Deodorantların içeriğinde bulunan metil, etil, propil, benzil, butil gibi kimyasal
maddeler oldukça tehlikelidir.
Alüminyumun direkt kanser yapıcı etkisi var mı diye bakacak olursak; bazı kişiler tarafından
alüminyumun ciltten emilmesinin vücuttaki alüminyum miktarını artırabileceği ve bu durumun
da kanser riskini artırabileceği ifade edilse de bu konudaki bilimsel kanıtların kesin olmadığını
ve hala tartışmalı olduğunu görüyoruz. Bilimsel bir kanıt olmadığı için kesin bir şey
söyleyememekle birlikte Türk Kanser Derneği olarak teri önlemek için kullanılan koltuk altı
roll-on ile spreylerden, içeriğinde doğal madde bulunan, alüminyum içermeyen ve
parfümsüz olanların tercih edilmesini öneriyoruz.”