Antep Sepeti olarak “Hem yöresel hem modern ürünler üreterek yöresel işlemeleri koruduk. Modern üreterek de “bakın biz bakır ve sedeften bunları da yapıyoruz” dedik. Bu oluşumun ardından çok güzel tepkiler aldık ve bu bizim doğru yolda olduğumuzu gösterdi. Bu sayede unutulmaya yüz tutmuş değerlerimizi topluma tekrar kazandırdık.”şeklinde konuşan Koçer, başarısını “farklı düşünün, farklı görün, doğru zaman doğru yerde olun ve asla pes etmeyin” tavsiyelerinde bulunarak özetliyor.

Koçer, Gaziantep’in değerleri ile alakalı “Gaziantep olarak bakırımıza, sedefimize, baklavamıza, Antep işine, kutnu kumaşına, yemeniye ve nice bizimle özdeşleşmiş değerlere daha da fazla sahip çıkmamız gerekiyor. Bunları yaşatmak destek vermekten geçiyor. Bunlar bizim hikâyemizdir. Hikâyemize sahip çıkmazsak yok olup giderler” dedi.

 

Koçer ile gerçekleştirdiğimiz o keyifli röportajın geri kalanı…

 

Öncelikle kendinizden bahseder misiniz?

1986 yılı Gaziantep doğumluyum. İlkokul, ortaokul ve lise öğrenimimi Gaziantep’te tamamladım. Üniversiteyi ise İstanbul’da okudum. İşletme bölümü mezunuyum. 2011 yılında Gaziantep’e dönerek aktif olarak çalışma hayatına başladım.

 

Kariyer sürecinizden bahseder misiniz?

Üniversite de okuduğum sıralarda kendi başıma bir şeylerle uğraşma isteğim vardı. Ve uzun bir süre çeşitli iş kolları hakkında araştırma içerisine girdim. Bu süreçte ilgimi çeken e-ticaret sektörü Türkiye’de daha yeni yeni oluşmaya başlamıştı. Öğrenci iken e-ticaret sektöründe yer almak daha kolay yürütebileceğim bir durumdu ve Antepsepeti.com alışveriş sitesini kurarak Gaziantep’in ilk e-ticaret sitesini açmış bulundum. Hayalim Gaziantep’in el sanatlarını, leziz tatlarını dünya ile paylaşmaktı.

Açmış olduğum internet sitesinin yanı sıra kendimi geliştirmek adına bir dönem denetim firmasında, bir dönem de bir tekstil firmasında satış danışmanlığı yaparak kendimi geliştirme fırsatı buldum.

Antep Sepeti’nin kuruluş aşamasından bahseder misiniz? Antep Sepeti bünyesinde neler sunuyorsunuz?

Antep Sepeti 2008 yılında kuruldu. İlk önce e-ticaret sitesi olarak piyasaya girdi.

Ardından 2013 yılında ilk mağazasını Gaziantep’in tarihi uzun çarşısında açarak marka olma yolunda emin adımlarla ilerledi. E-ticaret sitesinde mağazalaşan nadir firmalardan bir tanesiyiz. Bu durum genelde tam tersi olarak gerçekleşiyor.

Antep Sepeti bünyesinde bakır ve sedef işlemeler, Antep işleri, kutnu kumaşından oluşan ürünler ve gıda ürünleri bulunmaktadır.

Antep Sepeti çok kısa sürede Antep’i temsil eden bir profil haline dönüştü. Bu konuyla ilgili neler söyleyeceksiniz?

Gaziantep’in çoğu şeyi marka olmuş ve bilinirliliği çok artmış olan değerlerimiz vardı.  Aslında Gaziantep’in hediyelik eşya ürünlerini de bilinen ama yeterince anlatılamayan ve keşfedilemeyen değerlerimizdendi.

Osmanlıdan bu yana bakır ve sedef işlemeler kullanılmış ama zamanla unutulmaya yüz tutmuş. Türkiye’nin en iyi zanaatkâr ustaları Gaziantep’te olmasına rağmen sahip çıkılmamış. Biz bu noktada bakır ve sedefi canlandırmak için farklı tasarımlar yapmaya başladık. Hem yöresel hem modern ürünler üreterek yöresel işlemeleri koruduk. Modern üreterek de “bakın biz bakır ve sedeften bunları da yapıyoruz” dedik. Bu oluşumun ardından çok güzel tepkiler aldık ve bu bizim doğru yolda olduğumuzu gösterdi. Bu sayede unutulmaya yüz tutmuş değerlerimizi topluma tekrar kazandırdık.

Antep işi ve kutnu da bizim için çok değerlidir. Bunlarla ilgilide çok fazla tasarım yapıyoruz ve tüketiciye sunuyoruz

Gaziantep’e ait olan her şeyi benimsiyoruz. Geçmişimize bakıp gelecek adına yenilikçi işler yapıyoruz Antep Sepeti bu yüzden çok seviliyor.

 

Gaziantep ile özdeşleşmiş ve şehri temsil eden ürünlere yer veriyorsunuz. Sizce bir şehrin dokusunu anlatan hediye o şehrin kimliğini de mi taşımalı?

Kesinlikle taşımalı. Güzel bir konuya değindiniz. Bizler kendimizi, kültürümüzü tanıtmak istiyorsak şehirle bağdaşmış ürünlerimize daha da önem göstermeliyiz. Başka iller çini, seramik, porselen gibi değerlere sahip çıkıyorsa bizde Gaziantep olarak bakırımıza, sedefimize, baklavamıza, Antep işine, kutnu kumaşına, yemeniye ve nice bizimle özdeşleşmiş değerlere daha da fazla sahip çıkmamız gerekiyor. Bunları yaşatmak destek vermekten geçiyor. Bunlar bizim hikâyemizdir. Hikâyemize sahip çıkmazsak yok olup giderler.

Biliyorsunuz Gaziantep UNESCO şehirler arasına girdi. Güzel yemek yedirirken güzel bir sofra sunumu yapmak gerekir. Şu an bununla da ilgili çalışmalarımız var. Gaziantep yemekleri hem göze hitap etmeli hem mideye hoş gelmeli diye düşünüyorum.

Antep Sepeti’ne yurt içi ve yurt dışından talepler nasıl?

Hem yurt içinden hem de yurt dışından talepler gün geçtikçe artıyor. Batı illerine çok fazla ürün yapıyoruz. Yurt dışında ise Ortadoğu ülkeleri ve Avrupa’ya çok fazla ürün yapıyoruz. Bu artışın en büyük sebebi müşteri memnuniyetinden geçiyor. Ürettiğimiz her ürünü kaliteden ödün vermeden yapmaya çalışıyoruz ve bu bizim en büyük reklamımız oluyor. Tabi daha da fazla açılmalı, daha da fazla tanıtmalıyız. Piyasalarda var olan Uzak Doğu mallarının ucuz ve kalitesiz olduğunu tüketiciye anlatmak, bu konudaki en büyük derdimiz oluyor. Bilinmelidir ki Türk malları her zaman daha kaliteli ve daha sağlıklıdır.

 

Antep Sepeti olarak şubeleşmeyi düşünüyor musunuz? Franchise imkânları sunuyor musunuz?

Gaziantep için tek mağaza hedefimiz vardı. Fakat yapılan yoğun istek üzerine Gaziantep’te ikinci mağazayı bu yıl açmayı planlıyoruz. Yılsonunda da İstanbul’da bir mağaza açmayı hedefliyoruz.

Franchise teklifleri ilk günden bu yana geliyor. Fakat önce merkez mağazamızın ve şirket sistemimizin oturmasını beklediğimizden franchise isteyen kurumlardan müsaade istedik. İnşallah bu yıl franchise ve kendi mağazalarımızla dışarıya da açılacağız.

Sizi başarılı kılan özellikleriniz nelerdir?

Başarımın en büyük kısmı ailemin vermiş olduğu destekten geliyor. Onların desteği ve tecrübesi benim için çok önemli. Bunun yanı sıra, iyi bir sistem, iyi bir ekip ve doğru zamanda doğru kararlar verebilmek başarıyı getiriyor.

 

GAGİAD’ın yönetim kurulunda yer alıyorsunuz. Bağlı olduğunuz başka Sivil Toplum Kuruluşları var mı? STK’ların iş hayatındaki öneminden bahseder misiniz?

2 yıldan bu yana GAGİAD yönetim kurulu üyesiyim. Aslında çocukluğumdan bu yana bu derneğin içerisinde büyüdüm. Bu şerefli göreve nail olduğum için çok mutluyum. Aynı zamanda tohumları yeni atılan Gaziantep Gastronomi ve Turizm Derneği (GASTURDER) üyesiyim.

Topluma fayda sağlayacak her türlü durumda Sivil Toplum Kuruluşlarının desteği çok önemli. Kurum kültürü ülkemizde çok fazla değer görmektedir. Çoğu STK ülkemizde topluma yön vererek çok etkin rol oynamaktadır. Bunların en önemlisi de şu gençlere, girimcilere cesaret aşılamaktır.

Sizin için olmazsa olmaz nedir?

Olmazsa olmazım Gaziantep’tir. Her gün Gaziantep’i daha nasıl tanıtabiliriz diye düşünüyorum. Para bir şekilde kazanılır önemli olan değerleri yansıtmaktır.

Bir gününüz nasıl geçiyor?

Sabah 7’de kalkıyorum. Haftanın 3 günü yürümeye gayret ediyorum. 8.30-9.00 arası atölyeye geçiyorum. Günün yarısını atölye de diğer yarısını da mağazada geçiriyorum. Mümkün olsa atölyeden çıkmam ama müşterilerle de ilgilenmek ve işimin başında olmak için kalamıyorum.

Özel ilgi alanlarınız var mı?

Futbol tutkunuyum. İyi bir Fenerbahçe taraftarıyım. Fırsat bulduğum her maçı izlerim. Müzik dinlemekten çok hoşlanırım, gönlüme hoş gelen her müziği dinlerim. Ayrıca eski ürünlere karşı ilgim var mümkün olduğu kadar eski eşya topluyorum.

 

İleriye yönelik projeleriniz nelerdir?

İlerisiyle alakalı daha fazla yurt dışı planlarımız var. Fuarlara katılıp “Gaziantep bu işte de var diyeceğiz” ve ürünlerimizi dünyaya daha fazla pazarlamak istiyoruz. Ayrıca hizmet sektörü konusunda da yurt içinde olmak üzere bir çalışma başlattık. Yakında onunla da ilgili bilgilendirme yapmış oluruz.

 

Dergimiz aracılığıyla genç girişimcilere iletmek istediğiniz bir mesajınız var mı?

Öncelikle beni ağırladığınız için Gaziantep Face ailesine teşekkür ederim. Sürekli takip ettiğim dergilerden bir tanesidir, başarılarınızın devamını dilerim. Genç girişimcilere ise şunu söylemek isterim; ‘farklı düşünün, farklı görün, doğru zaman doğru yerde olun ve asla pes etmeyin’